Seni tanıyalım

Ben Özlem Yalım. ODTÜ’lü bir ürün tasarımcısıyım. Mesleğimin 30. Yılındayım. Profesyonel yaşantımda, 2010-12 arasında projelendirip direktörlüğünü üstlendiğim İstanbul Tasarım Bienali’nin hem öncesinde hem de  sonrasında uzun yıllar kurumsal yapılarda yöneticilik, ürün geliştirme, proje direktörlüğü, marka direktörlüğü gibi görevler üstlendim. Son olarak son on yılda aydınlatma alanında öncü bir firmada stratejik marka direktörü olarak görev yaptım. 2025 başında Vanguardis Strategy & Design’ı kurdum. Tasarım sektöründe uzun yıllardır farklı ölçeklerde kullanıcı deneyimi projeleri yaratıyor ve yönetiyorum.

Yaptığın işte en çok keyif aldığın şeyler neler?

Tasarım olarak genel anlamda yanıtlamalıyım. Çok farklı sektörlerde, ölçeklerde ve ruhta çalışma imkanı bulabildiğimiz derya gibi bir alandayız. Sanırım en çok bunu seviyorum; her deneyim yepyeni öğretiler, yepyeni insanlar ve dinamikler getiriyor. Temelinde aynı olan yaratıcı süreçleri, her biri ayrışan farklı projelere adapte edebilmek ve her seferinde iyi çalıştığını görmek, mesleğimizin benim için en keyifli olan yanı.

Tasarım sürecini nasıl görüyorsun? İyi tasarım için nelere dikkat etmeli?

İyi tasarım sanıldığının aksine ilham gelmesi ile yaratılmıyor. Dieter Rams’ın kriterleri de arka planda başka bir şey gerektiriyor, o da çalışmak. Ben tüm sürecin sistemli, planlı ve kesintisiz bir çalışma disiplininden geçtiğini, stratejik bakış açısının mutlaka iyi sonuçlar getirdiğini düşünüyorum.

Kariyerinin başındakilere tavsiyelerin neler olurdu?

İyi birer okur, iyi birer dinleyici  olmalarını; kendilerini ifade edecek dil her ne ise: hikaye anlatımı, yazı, görselleştirme... Bu dili iyice geliştirmelerini ve tabii içinde oyuncu olacakları oyunun kurallarını, düzenini, piyasasını iyi gözlemlemelerini öneririm. Görebildiğim kadarı ile en çok bu konularda eksiklik var.

Tasarım ekosisteminde bir şeyi değiştirme şansın olsaydı?

Herhalde çeşitli tasarım çevrelerindeki kümelenmeyi değiştirirdim. Kültürel olarak paylaşımcı olamıyoruz. Takım oyununu da pek bilmiyoruz. Bunu gerek tasarım, mimarlık, sanat gibi çevrelerdeki çeşitli oluşumlar içerisinde gözlemleme şansım oluyor; gerekse kurumsal yapılarda çalışanların ve yöneticilerin tavırlarından. Farklı görüşlere saygı duymayı, insan kayırmamayı, paylaşımcı olmayı, değerlere sahip çıkmayı ve geleceğe sürekli olarak taşıyabilmeyi öğrendiğimiz vakit, bu yolu çok daha hızlı yürüyebileceğiz sanırım.

Bugüne kadar aldığın en iyi kariyer tavsiyesi neydi?

Bir duayen patronumdan, “filanca kişiye güvenme; çok politiktir” tavsiyesi almıştım ve yaşımın asiliği gereği deneyimsiz olduğum için bu tavsiyeyi hoş karşılamamıştım; iş dünyasında herkesin kendi gerçekleri olduğuna inanıyordum o zamanlarda. Oysa tecrübe çok önemli. Sonuç olarak dikkate almadığım için bana bir faydası olmadı ve söz konusu kişinin aslında bana çok iyi davranıp, arkamdan epey derin bir kuyu kazdığını yaşayarak fark etmem gerekti.

Seni bu alana ilk çeken şey neydi? Seni en çok ne motive ediyor?

3 yaşımdan beri bisiklete biniyorum. Daha çocukken arkadaşlarımın bisikletlerini tamir ederdim; annem terzi olduğu için ben de kırpık kumaşlardan bir şeyler dikerdim. Özetle bir şeyler yapmayı üretmeyi genetik olarak seviyordum. İlkokulda mimarlık okumaya karar verdim ama sonra endüstriyel tasarım ile tanıştım ve tam kafama göre buldum. Kariyerimdeki en büyük motivasyonum tasarımın yaratıcı yaklaşımın benim işim değil yaşam şeklim olması. Her sabah yeni günün yenilikleri heyecanı ile uyanıyorsunuz böyle olunca.

Bu aralar gündeminde neler var? Gelecek planların?

Bu ara, artık uzun yıllar birlikte yürümek üzere yeni kurduğum Vanguardis’i mesele ediniyorum tabii doğal  olarak. 30 yılda edindiğim tüm deneyimleri ve becerileri tek bir potada eritebildiğim; çok kıymetli olduğunu bildiğim network’üm adına fayda sağlayabildiğim bir yapı kurmaya ve geliştirmeye çalışıyorum; 7/24 tüm vaktimi, beynimi ve mesaimi bu alıyor. Hedefim Vanguardis’i sağlam temeller üzerinde bir an önce büyütebilmek ve etki alanını genişletebilmek.

Seni tanıyalım

Ben Özlem Yalım. ODTÜ’lü bir ürün tasarımcısıyım. Mesleğimin 30. Yılındayım. Profesyonel yaşantımda, 2010-12 arasında projelendirip direktörlüğünü üstlendiğim İstanbul Tasarım Bienali’nin hem öncesinde hem de  sonrasında uzun yıllar kurumsal yapılarda yöneticilik, ürün geliştirme, proje direktörlüğü, marka direktörlüğü gibi görevler üstlendim. Son olarak son on yılda aydınlatma alanında öncü bir firmada stratejik marka direktörü olarak görev yaptım. 2025 başında Vanguardis Strategy & Design’ı kurdum. Tasarım sektöründe uzun yıllardır farklı ölçeklerde kullanıcı deneyimi projeleri yaratıyor ve yönetiyorum.

Yaptığın işte en çok keyif aldığın şeyler neler?

Tasarım olarak genel anlamda yanıtlamalıyım. Çok farklı sektörlerde, ölçeklerde ve ruhta çalışma imkanı bulabildiğimiz derya gibi bir alandayız. Sanırım en çok bunu seviyorum; her deneyim yepyeni öğretiler, yepyeni insanlar ve dinamikler getiriyor. Temelinde aynı olan yaratıcı süreçleri, her biri ayrışan farklı projelere adapte edebilmek ve her seferinde iyi çalıştığını görmek, mesleğimizin benim için en keyifli olan yanı.

Tasarım sürecini nasıl görüyorsun? İyi tasarım için nelere dikkat etmeli?

İyi tasarım sanıldığının aksine ilham gelmesi ile yaratılmıyor. Dieter Rams’ın kriterleri de arka planda başka bir şey gerektiriyor, o da çalışmak. Ben tüm sürecin sistemli, planlı ve kesintisiz bir çalışma disiplininden geçtiğini, stratejik bakış açısının mutlaka iyi sonuçlar getirdiğini düşünüyorum.

Kariyerinin başındakilere tavsiyelerin neler olurdu?

İyi birer okur, iyi birer dinleyici  olmalarını; kendilerini ifade edecek dil her ne ise: hikaye anlatımı, yazı, görselleştirme... Bu dili iyice geliştirmelerini ve tabii içinde oyuncu olacakları oyunun kurallarını, düzenini, piyasasını iyi gözlemlemelerini öneririm. Görebildiğim kadarı ile en çok bu konularda eksiklik var.

Tasarım ekosisteminde bir şeyi değiştirme şansın olsaydı?

Herhalde çeşitli tasarım çevrelerindeki kümelenmeyi değiştirirdim. Kültürel olarak paylaşımcı olamıyoruz. Takım oyununu da pek bilmiyoruz. Bunu gerek tasarım, mimarlık, sanat gibi çevrelerdeki çeşitli oluşumlar içerisinde gözlemleme şansım oluyor; gerekse kurumsal yapılarda çalışanların ve yöneticilerin tavırlarından. Farklı görüşlere saygı duymayı, insan kayırmamayı, paylaşımcı olmayı, değerlere sahip çıkmayı ve geleceğe sürekli olarak taşıyabilmeyi öğrendiğimiz vakit, bu yolu çok daha hızlı yürüyebileceğiz sanırım.

Bugüne kadar aldığın en iyi kariyer tavsiyesi neydi?

Bir duayen patronumdan, “filanca kişiye güvenme; çok politiktir” tavsiyesi almıştım ve yaşımın asiliği gereği deneyimsiz olduğum için bu tavsiyeyi hoş karşılamamıştım; iş dünyasında herkesin kendi gerçekleri olduğuna inanıyordum o zamanlarda. Oysa tecrübe çok önemli. Sonuç olarak dikkate almadığım için bana bir faydası olmadı ve söz konusu kişinin aslında bana çok iyi davranıp, arkamdan epey derin bir kuyu kazdığını yaşayarak fark etmem gerekti.

Seni bu alana ilk çeken şey neydi? Seni en çok ne motive ediyor?

3 yaşımdan beri bisiklete biniyorum. Daha çocukken arkadaşlarımın bisikletlerini tamir ederdim; annem terzi olduğu için ben de kırpık kumaşlardan bir şeyler dikerdim. Özetle bir şeyler yapmayı üretmeyi genetik olarak seviyordum. İlkokulda mimarlık okumaya karar verdim ama sonra endüstriyel tasarım ile tanıştım ve tam kafama göre buldum. Kariyerimdeki en büyük motivasyonum tasarımın yaratıcı yaklaşımın benim işim değil yaşam şeklim olması. Her sabah yeni günün yenilikleri heyecanı ile uyanıyorsunuz böyle olunca.

Bu aralar gündeminde neler var? Gelecek planların?

Bu ara, artık uzun yıllar birlikte yürümek üzere yeni kurduğum Vanguardis’i mesele ediniyorum tabii doğal  olarak. 30 yılda edindiğim tüm deneyimleri ve becerileri tek bir potada eritebildiğim; çok kıymetli olduğunu bildiğim network’üm adına fayda sağlayabildiğim bir yapı kurmaya ve geliştirmeye çalışıyorum; 7/24 tüm vaktimi, beynimi ve mesaimi bu alıyor. Hedefim Vanguardis’i sağlam temeller üzerinde bir an önce büyütebilmek ve etki alanını genişletebilmek.

Computer on desk with graphic tablet

Let's start your future project project project project right now!

Let's start your future project right now! Let's start your future project right now! Let's start your future project right now! Let's start your future project right now! your future project right now!your future project right now!

Seni tanıyalım

Ben Özlem Yalım. ODTÜ’lü bir ürün tasarımcısıyım. Mesleğimin 30. Yılındayım. Profesyonel yaşantımda, 2010-12 arasında projelendirip direktörlüğünü üstlendiğim İstanbul Tasarım Bienali’nin hem öncesinde hem de  sonrasında uzun yıllar kurumsal yapılarda yöneticilik, ürün geliştirme, proje direktörlüğü, marka direktörlüğü gibi görevler üstlendim. Son olarak son on yılda aydınlatma alanında öncü bir firmada stratejik marka direktörü olarak görev yaptım. 2025 başında Vanguardis Strategy & Design’ı kurdum. Tasarım sektöründe uzun yıllardır farklı ölçeklerde kullanıcı deneyimi projeleri yaratıyor ve yönetiyorum.

Yaptığın işte en çok keyif aldığın şeyler neler?

Tasarım olarak genel anlamda yanıtlamalıyım. Çok farklı sektörlerde, ölçeklerde ve ruhta çalışma imkanı bulabildiğimiz derya gibi bir alandayız. Sanırım en çok bunu seviyorum; her deneyim yepyeni öğretiler, yepyeni insanlar ve dinamikler getiriyor. Temelinde aynı olan yaratıcı süreçleri, her biri ayrışan farklı projelere adapte edebilmek ve her seferinde iyi çalıştığını görmek, mesleğimizin benim için en keyifli olan yanı.

Tasarım sürecini nasıl görüyorsun? İyi tasarım için nelere dikkat etmeli?

İyi tasarım sanıldığının aksine ilham gelmesi ile yaratılmıyor. Dieter Rams’ın kriterleri de arka planda başka bir şey gerektiriyor, o da çalışmak. Ben tüm sürecin sistemli, planlı ve kesintisiz bir çalışma disiplininden geçtiğini, stratejik bakış açısının mutlaka iyi sonuçlar getirdiğini düşünüyorum.

Kariyerinin başındakilere tavsiyelerin neler olurdu?

İyi birer okur, iyi birer dinleyici  olmalarını; kendilerini ifade edecek dil her ne ise: hikaye anlatımı, yazı, görselleştirme... Bu dili iyice geliştirmelerini ve tabii içinde oyuncu olacakları oyunun kurallarını, düzenini, piyasasını iyi gözlemlemelerini öneririm. Görebildiğim kadarı ile en çok bu konularda eksiklik var.

Tasarım ekosisteminde bir şeyi değiştirme şansın olsaydı?

Herhalde çeşitli tasarım çevrelerindeki kümelenmeyi değiştirirdim. Kültürel olarak paylaşımcı olamıyoruz. Takım oyununu da pek bilmiyoruz. Bunu gerek tasarım, mimarlık, sanat gibi çevrelerdeki çeşitli oluşumlar içerisinde gözlemleme şansım oluyor; gerekse kurumsal yapılarda çalışanların ve yöneticilerin tavırlarından. Farklı görüşlere saygı duymayı, insan kayırmamayı, paylaşımcı olmayı, değerlere sahip çıkmayı ve geleceğe sürekli olarak taşıyabilmeyi öğrendiğimiz vakit, bu yolu çok daha hızlı yürüyebileceğiz sanırım.

Bugüne kadar aldığın en iyi kariyer tavsiyesi neydi?

Bir duayen patronumdan, “filanca kişiye güvenme; çok politiktir” tavsiyesi almıştım ve yaşımın asiliği gereği deneyimsiz olduğum için bu tavsiyeyi hoş karşılamamıştım; iş dünyasında herkesin kendi gerçekleri olduğuna inanıyordum o zamanlarda. Oysa tecrübe çok önemli. Sonuç olarak dikkate almadığım için bana bir faydası olmadı ve söz konusu kişinin aslında bana çok iyi davranıp, arkamdan epey derin bir kuyu kazdığını yaşayarak fark etmem gerekti.

Seni bu alana ilk çeken şey neydi? Seni en çok ne motive ediyor?

3 yaşımdan beri bisiklete biniyorum. Daha çocukken arkadaşlarımın bisikletlerini tamir ederdim; annem terzi olduğu için ben de kırpık kumaşlardan bir şeyler dikerdim. Özetle bir şeyler yapmayı üretmeyi genetik olarak seviyordum. İlkokulda mimarlık okumaya karar verdim ama sonra endüstriyel tasarım ile tanıştım ve tam kafama göre buldum. Kariyerimdeki en büyük motivasyonum tasarımın yaratıcı yaklaşımın benim işim değil yaşam şeklim olması. Her sabah yeni günün yenilikleri heyecanı ile uyanıyorsunuz böyle olunca.

Bu aralar gündeminde neler var? Gelecek planların?

Bu ara, artık uzun yıllar birlikte yürümek üzere yeni kurduğum Vanguardis’i mesele ediniyorum tabii doğal  olarak. 30 yılda edindiğim tüm deneyimleri ve becerileri tek bir potada eritebildiğim; çok kıymetli olduğunu bildiğim network’üm adına fayda sağlayabildiğim bir yapı kurmaya ve geliştirmeye çalışıyorum; 7/24 tüm vaktimi, beynimi ve mesaimi bu alıyor. Hedefim Vanguardis’i sağlam temeller üzerinde bir an önce büyütebilmek ve etki alanını genişletebilmek.

Computer on desk with graphic tablet

Let's start your future project project project project right now!

Let's start your future project right now! Let's start your future project right now! Let's start your future project right now! Let's start your future project right now! your future project right now!your future project right now!