Seni tanıyalım
7 yıllık araştırmacı ve tasarımcı kimliğimin yanında, kendimi kolaylaştırıcı, hikâye anlatıcısı ve mentör olarak tanımlıyorum. Deneyimi bir bütün olarak ele alarak, servis tasarımı ve birlikte üretim yaklaşımıyla hem kullanıcı hem de organizasyon içindeki deneyimi iyileştirmeye yardım ediyorum.
Bu alana nasıl yöneldin?
İlk adımlarım İTÜ Endüstriyel Tasarım bölümüyle fiziksel ürünlerle başlasa da kariyerim dijital deneyimler ve daha sonrasında da İsveç’te servis tasarımı yüksek lisansı ile devam etti. Bu yolculukta çeşitli rol ve projelerle deneyim kazandım, ve şu anda da kariyerime “freelancer” olarak devam ediyorum.
Yaptığın işte en çok keyif aldığın şeyler neler?
Birlikte üretmek ve ortaya çıkan etkinin somut sonuçlarını görebilmek benim için çok değerli. Deneyimlerin hem veriye dayalı hem de hikayesel olarak daha iyi hale geldiğini görmek; kullanıcıların, ekip arkadaşlarımın ya da mentorluk verdiğim kişilerin hayatına katkı sağlamak beni mutlu ve motive ediyor.
Ürün geliştirme sürecini nasıl görüyorsun?
Orkestra kurup yönetmeye benzetiyorum. Bir besteniz var, onu çalabilmek için doğru enstrümanlara ve takıma ihtiyacınız var. Doğru zamanda tek başına ya da diğer üyelerin katkıları ve uyumu ile bestenin seyirciyle bütünleşmesi sağlanıyor. Bunu yapabilmekte aslında iyileştirmeler ve tekrarlar ile oluyor.
Kariyerinin başındakilere tavsiyelerin neler olurdu?
Üç ana başlıkta toplayarak tavsiyeler vermek istiyorum.
1- Kendini Tanımak:
- Neden/nasıl sorusunu sadece kullanıcılara değil kendinize de sorun. Neden bir tasarımcı olmak istediğinizi, değerlerinizi ve nasıl bir etki yaratmak istediğinizi düşünün.
- Diğer tasarımcılarının bakış açılarını dinleyin ve kendi yoğurt yiyişinizi belirleyin.
2- Düşünce ve Yaklaşım:
- Deneyimi bütüncül olarak ele alıp Servis/Sistem odaklı düşünmeyi öğrenin.
- Bir probleme birden fazla açıdan bakmayı öğrenin (bknz. “UX Triangulation”).
- Kritik düşünüp sorgulayın. Neyi neden yaptığınızı açıklayabilin.
- Networking yapın, mümkün olduğunca insan tanıyın.
3- Etki Yaratmak:
- İş dünyasını anlayın; kullanıcıların ihtiyaçlarını karar alıcılara daha etkili sunabilmek için.
- Birlikte üretmeyi teşvik edin, probleme göre kiminle çalışacağınızı bilin ve sorular sorun.
- Soft skill’lerinizi geliştirin; empati, iletişim ve iş birliği becerilerini güçlendirin.
Bu aralar neleri mesele ediniyorsun?
Beni bir çok şeyle ilgilenirken görebilmeniz çok normal. Bir süredir ‘insandan öte tasarım’ (more-than-human design), katılımcı tasarım (participatory design), ciddi oyunlar (serious games) ve sistemsel düşünme (systems thinking) gibi konulara ilgi duyuyorum.
Peki neden özellikle bu konuları mesele ediyorsun?
Tasarım kararlarını sadece insan odağında almaz, diğer paydaşlara da söz hakkı tanırsak ve sistemler arası etkileşimi anlarsak, daha sürdürülebilir ve dayanıklı yapılar kurabiliriz. Oyunlar da farkındalık ve ortak karar alma süreçlerinde güçlü araçlar olabilir.
Gelecek hedeflerin neler?
Kısa ve uzun vadeli hedeflerim farklı olsa da, nihayetinde araştırmacı ve tasarımcı kimliğimle Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na odaklanan ve ‘çözümü karmaşık küresel problemler’ (wicked problems) olarak tanımlanan konuların çözümüne katkı sağlayan projelerde yer almak istiyorum.
