Seni tanıyalım
Selam ben Tuğba. Commencis’te Tasarım Yöneticisiyim. İş Tasarımı odağında kafa yoruyor, ayrıca proje ekipleriyle çalışıyorum. Deneyim araştırması, stratejisi ve iş tasarımı kesişiminde şekillenen bir UX perspektifim var. Yalnızca arayüzleri değil, karar alma süreçlerini ve ekip kültürünü de dönüştürmeye odaklanıyorum.
Bu alana nasıl yöneldin?
Kentsel tasarım geçmişimin üzerine Sosyoloji temelli bir bakış açısıyla insan davranışlarını anlamaya başladım; bu merakım zamanla UX’e evrildi. Akademik disiplini, iş dünyasının çevikliğiyle birleştirdim. Davranışsal içgörü üretimi ve tasarım stratejisi alanlarında derinleştim. Bugün hem ürün ekiplerine stratejik rehberlik ediyorum, hem de kurumlara tasarım olgunluğu kazandırıyorum.
Yaptığın işte en çok keyif aldığın şeyler neler?
Kullanıcı davranışlarını verilerle anlamlandırmayı, ortaya çıkan içgörüleri stratejik hedeflerle buluşturmayı seviyorum. Varsayımları veriye, sezgileri “eyleme geçirilebilir içgörülere” dönüştürme süreci benim için hem yaratıcı hem de analitik bir meydan okuma. Başlangıçtaki karmaşayı herkes için net hale getirmekten, zemini sağlamlaştırmaktan keyif alıyorum. Bana göre en iyi tasarım kararları, doğru başlangıçlarla alınır.
Başarılı ürünler yapmak için nelere dikkat etmek gerekir?
İyi bir ürün; net bir probleme dayanır, karmaşık süreçleri görünmez kılar ve kullanıcıya zahmetsiz bir akış sunar. Bunun temelinde doğru formüle edilmiş sorular, çok katmanlı içgörüler ve ekipler arası stratejik hizalanma var. Ürünün kalitesini kullanıcı-odaklılığı kadar, arkasındaki organizasyonel zekâ da belirler.
Kariyerinin başındakilere tavsiyelerin neler olur?
Araçlara değil, düşünme biçimlerine hakim olmalılar. Veri ile içgörü arasındaki farkı ayırt etmeyi, çeşitli araştırmalardan beslenerek “üçgenleme”yi, karmaşık olanı sadeleştirmeyi, ekip içinde anlam kurmayı öğrenmelerini tavsiye ederim. Tasarım süreci yalnızca üretmek değil; merak etmek, ikna etmek ve etkili olabilmektir.
Kariyerinde seni en çok ne motive ediyor?
Belirsizliğin ortasında netliği bulmak ve bu netliği ekiplerle birlikte tasarıma dönüştürmek, hala en güçlü motivasyonum. Davranışın ardındaki “problemi” anlamak ve bunu değer üreten deneyimlere dönüştürmek; hatta bu düşüncenin üründen öte, hizmete ve kültüre taşındığını görmek bu yolculuğun en tatmin edici kısmları.
Kariyer yolculuğunda edindiğin en değerli ders ne oldu?
“Tasarım, sadece son çıktıya değil, sürece ve karar alma biçimine etki etmeli.” Görsel çözümler kısa vadeli alkış getirebilir ama kalıcı dönüşüm; ekipleri, problemleri ve süreçleri yeniden tasarlayabilmekle mümkün. Bu yüzden bugün yalnızca iyi bir ürün değil, tasarımın etkisini görünür kılan sürdürülebilir bir tasarım kültürü inşa etmeye odaklanıyorum.
Bu aralar neleri mesele ediniyorsun? Hedeflerin neler?
Yapay zekâ ile beslenen kullanıcı deneyimi süreçleri, tasarım ekiplerinin dönüşen rolleri ve kurum içindeki tasarım etkisinin artırılması üzerine çalışıyorum. Hedefim, stratejik tasarımı sadece ürünlerde değil; organizasyon yapılarında, kültürde ve iş modelinde de somutlaştırmak. UX’in sadece kullanıcıya değil, kuruma da değer katan bir yapı taşı olduğuna inanıyorum.